Eski ABD Başkanı Donald Trump, İran’ın nükleer programını destekleyen 30 milyar dolarlık mali kaynağın tahsis edilmesi yönündeki haberlere sert bir tepki gösterdi. Trump, Türkiye’de olduğu gibi, dünya genelinde nükleer tehlikelerin artmaması için ülkelerin dikkatli hareket etmesi gerektiğini savunarak, bu durumu tehlikeli bir adım olarak nitelendirdi.
Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "İran, dünya için bir tehdit olmaya devam ediyor. Nükleer silahların geliştirilmesine yardım etmek, barış değil, daha fazla savaşı getirecektir." diyerek, ABD’nin İran ile ilişkilerinin bir an önce gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Eski Başkan, ayrıca mevcut yönetimin İran ile ilişkilerinin zayıf ve riskli olduğunu ifade ederek, yeni yaptırımların kaçınılmaz hale geldiğini savundu.
Bir dönem uygulanan maksimalist baskı stratejisini hatırlatan Trump, "Böyle bir yatırım, sadece İran’ın nükleer silah kapasitesini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda Ortadoğu'daki diğer ülkeleri de tehdit edecektir." dedi. Donald Trump’ın bu çıkışı, ABD’nin İran’a yönelik politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği noktasında bir tartışma başlatmış durumda.
Iran’ın nükleer programına yatırılan bu dev kaynak, birçok ülkeden de eleştiriler aldı. Uzmanlar, bu durumun sadece ABD-İran ilişkilerini etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda bölgedeki diğer güçlerin de nükleer silah edinme yarışına girmesiyle sonuçlanabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. İran’ın nükleer projeleri üzerindeki uluslararası denetim mekanizmalarının artması gerektiğini belirten analistler, Trump’ın açıklamalarının bu konuda yeni bir harekete geçirebileceğini düşünüyor.
Bu tür açıklamalar, dünya genelinde nükleer silahların yayılmasının önlenmesine yönelik çabaların zayıflamasına neden olabilir. Trump, uluslararası toplumun bu durumu ciddiye alması gerektiğini belirtti ve her ülkenin kendi güvenliği için üzerine düşeni yapmasının şart olduğunu ifade etti. Ayrıca, İran’a yapılacak her türlü yatırımın dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ekleyerek, dünya genelinde barışın korunmasına dair çağrıda bulundu.
Öte yandan, İran’ın bu mali kaynağı nükleer silahlanmaya yönlendirmesi durumunda, sadece ABD değil, birçok ülkenin güvenliği tehlikeye girecektir. Dolayısıyla Trump’ın bu konudaki eleştirileri, sadece bir politik değerlendirme değil, aynı zamanda küresel güvenliğe yönelik bir uyarı olarak da algılanmalıdır. Yeniden başlaması muhtemel nükleer müzakerelerin nereye varacağı ise belirsizliğini korumakta.
Kısacası, eski Başkan Trump’ın İran’ın nükleer projelerine yapılan milyarlarca dolarlık yatırım konusundaki sert tepkileri, dünya geneline yayılan tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Bu açıklamalar, uluslararası ilişkilerin yeniden şekillenmesine ve nükleer silahların yayılması üzerindeki tartışmalara zemin hazırlayabilir.