Şırnak’ın kalbinde sıradan bir yaşam süren 16 yıllık evli bir çift, hayalleri doğrultusunda sıradışı bir yolculuğa çıkarak 6 kıtada 40 ülke gezdi. Çiftin bu muhteşem serüveni, izleyenleri sadece hayrete düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda seyahat tutkusunun hiç de imkânsız olmadığını gösteriyor. Bu hikaye, sıradan bir yaşamdan çıkıp hayallerini gerçekleştiren bir çiftin; mücadeleleri, hayalleri ve kararlılıkları ile dolu bir yolculuğun örneği olarak karşımıza çıkıyor.
Çift, Şırnak’ta başlayan hayatlarına, yoğun tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayarak devam ediyordu. Bir gün, çiftin büyük hayalleri olan dünya seyahati fikri akıllarına geldiğinde, her şey değişti. İlk adımlarını atarken işe, ineklerinin masraflarını karşılayarak seyahatlerine bütçe oluşturmakla girdiler. Çift, her seyahat öncesinde ineklerden elde ettikleri gelirle birikim yapmaya başladı. Yıllar süren titiz planlama ve bir araya getirilen kaynaklarla sonunda bu hayali gerçekleştirme fırsatını yakaladılar.
Çift, seyahatlerine başladıklarında öncelikle komşu ülkelerle başladılar. İlk durağı, Irak ve İran oldu. Bu iki ülke, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle dolup taşıyordu. İlerleyen zamanla birlikte, Avrupa ülkelerine doğru yola çıktılar. Çift, seyahatleri boyunca her ülkede farklı kültürlerle tanıştı, yerel lezzetleri tatma şansı buldu ve görmedikleri yerleri keşfettiler. Her yeni ülke, yeni bir deneyim ve yeni dersler ile doluydu. Çift, yolda geçirdikleri bu süre zarfında, dostlukların ve insan ilişkilerinin önemini bir kez daha anladı. Seyahat ederken sadece doğal güzellikleri değil, aynı zamanda insanları ve onların hikayelerini de keşfetmenin tadını çıkarttılar. Bu yolculuk, onlara her insanın sahip olduğu güzellikleri, kültürel farklılıkları ve benzerlikleri anlamalarını sağladı.
Bugüne dek Afrika’nın eşsiz manzaralarını, Asya’nın tarihi kalıntılarını, Avrupa’nın modern yapısını ve Amerika’nın enerjisini deneyimleme şansı buldular. Bu yolculuk, sadece gözlerini açmakla kalmayıp, dünya görüşlerinin genişlemesine de katkı sağladı. Çift, seyahat boyunca edindikleri deneyimlerin sadece kendileri için değil, aynı zamanda topluma da katma değer sunduğunu vurguluyor. Onlar için seyahat etmek, yeni bir şeyler öğrenmek, farklı kültürlere saygı duymak ve insanlığa evrensel bir bakış açısıyla yaklaşmak demekti.
Şırnaklı bu çiftin hikayesi, sadece seyahat etmek ve dünyayı görmek isteğinin ötesinde bir anlam taşıyor. Onlar, bunun mümkün olduğunun bir kanıtı olarak önümüzde duruyor. Bizlere, hayallerin peşinden koşmanın ve onları gerçekleştirmenin ne denli önemli olduğunu gösteriyorlar. Çift, bu tecrübelerinin sonunda daha fazla insanın kendi hayallerinin peşinden gitmesi için cesaret bulmasını ümit ediyor.
Sonuç olarak, Şırnaklı çiftin 16 yıl boyunca süregelen bu serüveni, hayalin gerçeğe dönüşebileceğinin en güzel örneklerinden biri. İneklerinin masraflarını yöneterek, plansız ve umutsuzca hayallerini gerçekleştirmek mümkün mü? Cevap; evet! Herkese kendi hikayesinin kahramanı olma yolunda cesaret alması dileğiyle bu eşsiz yolculuğun sonunu getiren çift, hayallerin geride bırakmak için değil, peşinde koşmak için var olduğunu hatırlatıyor.