Selçuk Üniversitesi'nde bir grup doktorun, kadın hastalar hakkında sarf ettiği skandal ifadeler kamuoyunda büyük bir tepkiye yol açtı. Bu çarpıcı olay, Türkiye'nin sağlık sistemindeki kadınların maruz kaldığı ayrımcılığı bir kez daha gözler önüne serdi. Sağlık alanında görev yapan profesyonellerin, hastalarını cinsiyetleri üzerinden yargılaması kabul edilemez bir durum olarak nitelendirildi. Söz konusu ifadelerin ardından, Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü derhal bir soruşturma başlattı ve olayın aydınlatılması için gereken tüm önlemleri alacağını duyurdu. Bu skandal, aynı zamanda toplumun her kesiminde büyük bir yankı buldu ve kadın sağlığına dikkat çekti.
Olay, üniversitede düzenlenen bir seminer sırasında gerçekleşti. Doktorların, kadın hastaların sağlık sorunları ile ilgili kullandıkları dil ve deyimler, katılımcıların arasında büyük bir rahatsızlığa neden oldu. Kadın hastalara yönelik küçümseyici ve cinsiyetçi söylemler, bu alanda çalışan profesyonellerin bile dikkatini çekti. Bir doktorun, "Kadınlar doğuştan hassas ve bu yüzden hastalıklarını abartıyor" şeklindeki ifadeleri, sağlık camiasında infial yarattı. Katılımcılar arasında birçok kadın, bu tür ifadelerin mevcut sağlık hizmetlerini olumsuz etkileyebileceği konusunda endişelerini dile getirdi. Bu tür düşüncelerin, kadın hastaların sağlık hizmetlerine erişimini ve kendilerine duydukları güveni zedeleyebileceği belirtildi.
Selçuk Üniversitesi, yaşanan bu olaya kayıtsız kalmadı ve Rektörlük düzeyinde hızlı bir yanıt verilerek, bir soruşturma komisyonu kurulmasına karar verildi. Rektör, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Üniversitemiz, tüm hastalarına eşit hizmet sunmayı ilke edinmiştir. Bu tür ifadelerin kabul edilemeyeceğini ve en kısa sürede gerekli incelemelerin yapılacağını belirtmek isteriz." Soruşturma süresi boyunca, insan hakları savunucuları ve kadın sağlık çalışanları durumu yakından takip edeceklerini açıkladılar. Bu olay, Türk toplumundakı cinsiyet eşitsizliği ve sağlıkta ayrımcılık konularını yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, sağlık sisteminde köklü değişikliklerin gerektiğine ve özellikle kadın hastaların maruz kaldığı ayrımcılığı ortadan kaldıracak politikaların uygulanması gerektiğine dikkat çekti.
Özellikle kadın hastalara yönelik sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, bu tür skandalların önüne geçmek ve kadınların sağlık sistemine olan güvenini artırmak için önem arz etmektedir. Sağlık alanında çalışan profesyonellerin, kadın hastaların ihtiyaçlarını anlayarak daha duyarlı bir yaklaşım sergilemeleri gerektiği vurgulanmaktadır. Kadın sağlığına yönelik yanlış anlamaların ve önyargıların üstesinden gelinmesi için tüm sağlık çalışanlarının eğitilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Sonuç olarak, Selçuk Üniversitesi'ndeki bu skandal olay, cinsiyet eşitliği perspektifinden sağlık hizmetlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Eğitimli sağlık personelinin, her bireyin sağlığına eşit bir şekilde yaklaşmayı öğrenmesi ve uygulaması, toplumsal cinsiyet eşitliğine giden yolda atılacak önemli bir adım olacaktır. Toplum olarak, cinsiyet temelli ayrımcılığın son bulması için ortak bir bilinç geliştirmeli ve kadınların sağlık haklarına saygı gösterilmesini sağlamalıyız.