Çanakkale, tarihi zenginlikleri ve kültürel mirasıyla adeta bir açık hava müzesi gibidir. Bu büyüleyici şehir, geçmişten günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve kültürel dokusu ile zamanla önemli bir değer haline gelmiştir. Ancak bu zenginliğin sadece taşlardan ibaret olmadığını, bu kültürel hazinelerin üzerinde yaşayan insanlar olduğunu unutmamak gerekiyor. “Yaşayan İnsan Hazinesi” unvanı, bu değerleri yaşatan bireylere verilerek, kültürel mirasın korunmasına ve aktarılmasına bir işaret niteliği taşımaktadır. Bu unvan, sadece bir takdir ifadesi değil, aynı zamanda gelecekteki nesillere aktarılması gereken bir sorumluluktur.
Çanakkale'nin kültürel yapısı, geleneksel sanatları ile zenginleşmiştir. Elde yapılan bezler, el sanatı ürünleri, yerel müzik ve halk oyunları, şehrin yaşam alanlarında önemli bir yer tutar. “Yaşayan İnsan Hazinesi” unvanına sahip olan sanatkarlar, sadece kendi bölgelerine ait geleneksel sanatları sürdürmekle kalmaz, aynı zamanda bu değerlerin önemini de yeni nesillere aktarmak için çaba sarf ederler. Örneğin, Çanakkale'nin meşhur seramik sanatçıları, bölgenin doğal kaynaklarından yararlanarak geleneksel teknikleri günümüzde bir sanat formuna dönüştürmekte; her bir parça, geçmişin izlerini taşırken, modern dünya ile de buluşmaktadır. Bu sanatkarlar, yalnızca bir ürün üretmekle kalmayıp, aynı zamanda tarih boyunca süregelen anlatıları da gün yüzüne çıkarmaktadır.
Yaşayan İnsan Hazineleri, sadece geleneksel sanatların temsilcisi olarak değil, aynı zamanda bu kültürel mirasın mirasçıları için de birer öğretici niteliğindedir. Çanakkale’deki birçok sanatçı, gençlerle gerçekleştirdikleri atölye çalışmaları sayesinde, bu kültürel zenginliklerin kaybolmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Bu atölyelerde, genç nesiller el işi becerilerini öğrenirken, aynı zamanda geçmişin hikayeleriyle de tanışma fırsatı bulurlar. Bu süreç, sadece sanatın aktarılması değil, aynı zamanda sosyal değerlerin, toplumsal bağların güçlenmesine de katkıda bulunmaktadır. “Yaşayan İnsan Hazinesi” unvanını taşıyan bireyler, gençleri sanatçı olmaları için destekleyerek, onların bu yolda ilerlemelerine yardımcı olurlar. Böylece, geçmişin izleri, geleceğin sanatçılarında hayat bulur.
Sonuç olarak, Çanakkale'nin "Yaşayan İnsan Hazinesi" unvanına sahip olan bireyleri, yerel kültürün ve geleneklerin korunamsında, geleceğe taşınmasında önemli bir role sahiptir. Bu unvan, sadece onlara verilen bir ödül değil, aynı zamanda toplumun onlara duyduğu saygının ve minnetin bir ifadesidir. Çanakkale’nin kültürü, bu bireylerle yaşar ve asırlar boyu devam eder. Dolayısıyla, bu canlı hazineleri desteklemek, onların yaşatmaya devam etmesi için kritik öneme sahiptir. Gelecek nesillerin bu zengin kültürel mirası tanıması ve yaşatması için, her bir birey üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir.