Bursa’daki son orman yangınları, yalnızca çevre için değil, yerel halk için de büyük bir kayıp anlamına geliyor. 3 bin hektardan fazla ormanlık alanın yok olduğu belirtilirken, bu alanların yeniden doğması için en az 100 yıla ihtiyaç olduğu uzmanlar tarafından ifade ediliyor. Ormanlar, doğanın kalbidir ve onların kaybı, sadece ağaçları değil, birçok canlıyı ve ekosistemi de tehlikeye atmaktadır. Bursa’da yaşanan bu yangın, doğal yaşamın dengesinin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gösterirken, çevre bilincinin artırılması gerektiğine dair tartışmaları da beraberinde getirdi.
Ormanlar, karbon döngüsünü düzenlemek, hava kalitesini artırmak ve toprak erozyonunu önlemek gibi birçok önemli görevi yerine getirir. Bursa’daki yangının ardından, bu etkilerin ne denli yıkıcı olacağı biliniyor. Kaybolan ormanlar, sadece ağaçları değil, aynı zamanda ormanda yaşayan hayvan türlerini de tehdit ediyor. Yangında zarar gören alanlar, kaplumbağalardan kuşlara, böceklerden memelilere kadar birçok canlıya ev sahipliği yapıyordu. Bu canlıların yaşam alanlarının kaybı, sadece onların yaşamlarını değil, doğanın dengesini de tehlikeye atıyor.
Yangının yarattığı zararı telafi etmek için ağaçlandırma çalışmalarının hızla başlaması gerekiyor. Yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları, bu çerçevede birlikte hareket ederek yangın sonrası rehabilitasyon projeleri hazırlamalıdır. Fidan dikimi, yangından zarar gören alanların yeniden ağaçlandırılması için atılan ilk adım olmalıdır. Ancak bu süreçte bilinçli bir yaklaşım benimsenmesi şart. Yanlış tür ağaçların dikilmesi, ekosistemin dengesini daha da bozabilir. Ayrıca, halkın da bu süreçte bilinçlendirilmesi, ormanları koruma bilincinin artırılması anlamında son derece önemli. Eğitici programlar, atölyeler ve kampanyalarla toplumu bu konuda duyarlı hale getirmek temel bir amaç olmalıdır.
Bursa'daki bu yangın, ormanların ne kadar değerli olduğunu, onların korunması gerektiğini bir kez daha bizlere hatırlattı. Doğanın bizi sağlıklı tutma işlevini, ağaçların ve ormanların önemini unutmamak ve bunu gelecek nesillere aktarmak için hep birlikte harekete geçmemiz gerekiyor. Ormanlarımızı korumak hepimizin sorumluluğudur; aksi halde bir daha geri getiremeyeceğimiz büyük kayıplarla yüzleşmek zorunda kalabiliriz.