Beş kadın arkadaş, uzun zamandır hayalini kurdukları tatil için yola çıktıklarında, hayatlarının cennet gibi anlarının hayal ettiklerinden çok uzakta olacağını bilmiyorlardı. Güneşin parladığı, denizin serinlediği ve güzel anıların biriktiği bir tatil yapmayı planlayan bu grup, kendilerini beklenmedik bir kabusun içinde buldular. Olay, tatil mekânı olan otelin havuz başında yaşanan bir tartışmanın ardından, İstanbul’dan Marmaris’e doğru yola çıkan beş kadının başına geldi.
Tatilin ilk günü, kadınların inanılmaz bir keyif içinde, güneşlenip denize girmeleriyle başladı. Ancak havuz başında, diğer tatilcilerle yaptıkları sohbetler esnasında, bazı kişiler tarafından rahatsız edici bir muameleye maruz kaldılar. Başlangıçta basit bir şaka olarak algılanan olay, zamanla tartışmalara dönüşmeye başladı. Rahatsız edici yaklaşımlar ve sözlü saldırılarla karşılaşan grup, durumun gerginleşmesi üzerine ilk başta sakin kalmaya çalıştılar. Ancak adeta bir gerginlik tırmandı ve altta yatan sinirler gün yüzüne çıkmaya başladı.
Yaşanan tartışmaların bir süredir devam etmesi, sonunda fiziksel şiddete dönüşmeye başladı. Kadınların kendilerini koruma çabaları, olayların büyümesine yol açtı. Bir süre sonra, grubun üzerine yürüyen bir kişi, tartışmalara katılan diğer bir tatilci tarafından desteklenerek, fiziki saldırılar düzenlemeye başladı. Dört gözle tatil bekleyen bu kadınlar, hayatlarının belki de en kötü anıyla karşı karşıya kaldılar. Aldıkları darbanın etkisiyle birkaç kadının vücudu ciddi şekilde yaralandı. Bu durumu gören otel görevlileri, durumu yönetmekte yetersiz kaldı ve olayın ciddiyeti netleşince, kadınlar sağlık kuruluşlarına yönlendirildiler.
Hastanede darp raporu alan beş kadın, aynı zamanda otel yönetimi ve güvenlik ile de iletişime geçerek yaşadıklarını bildirdiler. Korkuyla dolu bir akşam sonrasında, darp raporlarını alarak savcılığa suç duyurusunda bulunma kararı aldılar. Şikayet dilekçeleriyle birlikte, kendilerini daha güvende hissedecekleri bir ortamda yaşadıkları tehditler için gereken adımları atmaya başladılar. Gerekli önlemlerin alınmasını ve tatilin birer kurbanı olmadıklarını, yaşadıkları olayın yalnızca fiziksel değil, zihinsel olarak da büyük bir yük olduğunu belirttiler.
Bu çirkin olayın ardından kadınlar, başlarına gelenleri sosyal medya hesaplarından da paylaştılar. Yüzbinlerce takipçileri aracılığıyla başlarından geçen tedbirsizliğin ve yaşanan travmaları genç yaşta olan tatilcilerin nasıl etkilediğini vurguladılar. “Tatile gelirken hayallerimiz vardı, ama maalesef bunda ansızın kötü bir kabusa dönüştü.” diye belirttiler. Açıklamalarında, hem güvenlik eksikliği hem de yaşanan olayların haneye nasıl etki ettiğini detaylı bir şekilde aktardılar.
Maalesef, tatilcilerin birer birey olarak haklarının ihlal edildiğini ve bunun sonucunda çok zor zamanlardan geçtiklerini herkesin bilmesini istiyorlar. Şimdi ise bu kadınlar, başlarına gelenlerle sadece kendilerinin değil, benzer durumlardaki birçok insanın da dikkatini çekecek bir mücadele yürütmeye karar verdiler. Olumsuz olayların tekrar yaşanmaması ve tatilin huzur içinde geçmesine olanak sağlaması için sosyal medya üzerinden davet ettikleri destekçi gruplar, onlara güç veriyor.
Havuz başında yaşanan bu tür olayların sadece kadınlar için değil, tüm tatilciler için ciddi birer tehdit oluşturduğunun altını çizen kadınlar, hem yaşadıkları travmayı paylaşarak hem de olayı yazarak, kamuoyuna bir mesaj verme arayışındalar. “Sesimizi duyun, bizler bu olayın birer kurbanıyız,” diyerek, bu tür kaba kuvvetler karşısında hiçbir insanın yalnız olmaması gerektiğini anlattılar. Travmalarının üstesinden gelmek için destek arayan bu kadınlar, yaşadıkları olaya karşı adalet arayışlarını sürdürecekler. Bu olay, bir tatilin hayalden gerçeğe dönüşmesini sağlayacak kadar önemli ve etkili bir mücadeleye dönüşüyor.