İstanbul'un Bakırköy ilçesinde meydana gelen deprem, birçok yapının güvenliğini sorgulamaya açtı. 25 Ekim 2023 tarihinde yaşanan 4.5 büyüklüğündeki depremin ardından, metruk bir bina kısmen çöktü. Olay, çevredekiler tarafından kaydedilen görüntülerle kendi kameralarına yansıdı. Deprem sonrası ortaya çıkan bu çökme vakası, şehirdeki eski ve bakım yapılmamış yapıların riskini yeniden gözler önüne serdi.
Olayın meydana geldiği an, bölgede yaşayan vatandaşlar tarafından kaydedildi. Kısa süreli paniğe yol açan çökme, deprem etkisiyle bina üzerindeki yapısal zayıflığın bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Görüntülerde, binanın üst katlarından bir kısmının hızla yere düşmesiyle birlikte, çevredekilerin panik içinde kaçış anları yer alıyor. Birçok vatandaş, bu korkutucu anları sosyal medya üzerinden paylaştı ve durumu takip etti.
Bakırköy Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkilileri, olayın ardından hızlı bir şekilde inceleme başlattı. Yetkililer, metruk binaların güvenliğinin sağlanması konusunda daha sıkı denetimlerin yapılacağını bildirdi. Metruk binalar, yalnızca depremler sırasında değil, genel olarak şehir estetiği için de büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tür yapıların daha önceden rehabilite edilmesi veya yıkılması gerektiği sıkça vurgulanıyor.
İstanbul, tarihsel olarak birçok eski yapının yoğun olduğu bir şehir. Metruk ve bakımsız binalar, sadece depreme karşı değil, aynı zamanda su baskını ve yangın gibi durumlarda da tehlike arz ediyor. Çoğu zaman bu tür binalar, sosyal kullanım dışında kalıyor ve suç oranlarının yükselişine zemin hazırlıyor. Çökmeye neden olan binanın da uzun yıllar boş durumda kaldığı ve etrafında uyarı levhalarının bulunmasına rağmen, pek çok vatandaşın bu durumu görmezden geldiği ifade ediliyor.
Uzmanlar, bu tür metruk binaların durumunun acilen ele alınması gerektiğini savunuyor. İstanbul'daki eski yapıların depreme dayanıklılığının artırılması için sadece cezai tedbirler yeterli değil; aynı zamanda yapısal güçlendirmeye yönlendiren projelerin hayata geçirilmesi de gerekiyor. Deprem sonrası yapılan analizler, bu binaların çoğunun gerek inşaat kalitesi gerekse de malzeme kalitesi açısından oldukça riskli olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, yerel yönetimlerin bu durumu göz önünde bulundurarak yeni stratejiler belirlemesi şart.
Sonuç olarak, Bakırköy'deki çökme olayı, İstanbul için bir uyarı niteliğinde. Şehirdeki tüm metruk yapıların acil olarak incelenmesi ve gereksiz tehlikelerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Deprem kuşağında yer alan Türkiye, her türlü olasılığa karşı daha hazırlıklı olmak zorunda. Bu nedenle, kamuoyunun da bilinçlendirilmesi ve bu tür yapılar hakkında daha fazla farkındalık oluşturulması büyük önem taşıyor.