Antalya, 9 Ekim 2023 tarihinde aniden bastıran şiddetli dolu yağışının hedefi oldu. 45 dakikadan daha kısa bir süre içinde etkisini gösteren dolu, şehrin yaşamını felç etti. Tarım arazileri, araçlar ve evler büyük hasar gördü. Yerel halk, başlarına gelenleri ve yaşadıkları deneyimleri paylaşırken gözyaşlarını tutamadı. Bu trajik olay, Antalya’nın doğal güzellikleri ve tatil cenneti imajının yanı sıra, iklim değişikliğinin neden olduğu ekstrem hava olaylarının da bir yansıması olarak kaydedildi. İşte Antalya’daki dolu felaketinin perde arkası.
Antalya'da akşam saatlerinde aniden başlayan dolu yağışı, yoğun bir şekilde etkili olmaya başladı. Vatandaşlar, gökyüzünün aniden karardığını ve birden dolu taneciklerinin düşmeye başladığını belirtti. Bazı vatandaşlar, dolunun ne kadar süreceğini tahmin edemedikleri için dışarıda ne yapacaklarını bilemediklerini ifade etti. Dolu yağışı, tarım arazilerini ve seraları büyük oranda etkiledi. Yaklaşık 2.000 dönüm tarım arazisinin hasar gördüğü belirtilirken, özellikle narenciye bahçelerinde ciddi kayıplar yaşandığı bildirildi. Sadece tarım arazileri değil, aynı zamanda birçok aracın camları kırıldı ve çatlaklar oluştu. Eylül ayında sıcakların devam ettiği düşünülürse, bu beklenmedik olayın ne denli şoka yol açtığı da kendini gösterdi.
Dolunun büyüklüğü ve hızı karşısında çaresizlik içinde kalan Antalya halkı, yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlattılar. Birçok vatandaş, "Sokaklarda ve evlerimizde sanki savaş alanı var gibiydi," diyerek duygusal anlar yaşadıklarını ifade etti. Bu tür doğal felaketlerin sıklaşmasının iklim değişikliğinin bir sonucu olduğunu belirten uzmanlar, tarım açısından kayıpların karşılanması için devletin hızlı bir şekilde harekete geçmesi gerektiğini açıkladı. Geçmişte yaşanan sel felaketleri ve diğer iklim olayları ile karşılaştırıldığında, dolu yağışının bu kadar kısa sürede yaşanmasının etkileri daha da büyük endişeler doğurdu. Vatandaşlar, yalnızca tarım arazilerinin değil, aynı zamanda gelecek yılların verimliliğinin de büyük bir tehdit altında olduğunu düşünüyor.
Antalya’da yaşayan liseli bir genç, "Küçükken böyle şeyler olduğunu bilmiyordum; her şeyimizi kaybettik," diyerek üzüntüsünü dile getirdi. İnsanların yarattığı korku ve kaygı, bu tür olayların tekrar yaşanıp yaşanmayacağı ile ilgili. Dolu yağışının, Antalya'nın turizm sezonunu etkilemesinin yanı sıra, yerel ekonomiyi de tehdit ettiği ifade ediliyor. Uzmanlar, önümüzdeki dönemde benzer olayların tekrar yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunu ve bu nedenle yerel halkın bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Sonuç olarak, Antalya, 45 dakikalık bu dolu felaketi ile sadece yerel halkın değil, ülke genelindeki pek çok kişinin gündemine oturdu. Yaşanan felaketin ardından yetkililerin hızlı ve etkili adımlar atmaması durumunda, tarımda kayıpların artması ve sosyal huzursuzlukların baş göstermesi bekleniyor. Antalya'daki dolu felaketi, iklim değişikliğinin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye’nin tüm bölgelerinde yaşanan bu tür ekstrem hava koşullarına karşı alınacak önlemler her zamankinden daha önemli hale geldi. Gözyaşları ile anlatılan bu felaket, sadece Antalya'nın değil, tüm ülkenin iklim değişikliği karşısında ne denli kırılgan olabileceğini tekrar hatırlatmış oldu.