Son günlerde ülkemizde meydana gelen yangınlar, birçok kişinin hayatını olumsuz etkiledi. Ancak bu yangınlardan birinin tanığı olan Ahmed Yılmaz, yaşadığı deneyimi hiçbir zaman unutamayacak. Yangın anında hissettiklerini ve alevlerin ortasında yaşadığı korkunç duyguları, “etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim” cümlesiyle özetleyen Yılmaz, yaşamı boyunca unutamayacağı bir kabusla karşı karşıya kaldı. Bu olay, sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplum olarak yangınlara karşı duyarlılığımızı sorgulamamız gereken bir durum. İşte Yılmaz’ın hikayesi ve bu tür felaketlere karşı alabileceğimiz önlemler.
Geçtiğimiz hafta, şehrin kenar mahallelerinden birinde bir yangın çıktı. Ahmed Yılmaz, o sırada evinde oturuyordu ve dışarıda bir şeylerin ters gittiğini fark etti. Gökyüzü, alevlerin yarattığı korkunç manzaralarla doldu; dumanlar her yeri sararken, Yılmaz korkutarak yapılan bağırışları duydu. Yangın, komşu dairenin yangın çıkışı sırasında meydana gelen dikkatsizlikten kaynaklandığı belirtildi. İlk başta herkes durumu basit bir yangın olarak değerlendirse de, ilerleyen dakikalarda bu yangının çok daha büyük bir felakete dönüşeceği anlaşıldı.
Yılmaz, kendisine saldıran alevlerin arasında ne yapacağını bilemedi. İnişli çıkışlı kalbi ve artan paniğiyle hızlıca düşündü: "Eve mi gireyim, dışarı mı çıkayım?". Dışarıda, haykırışlar ve dumanların içinde kaybolan sesler vardı. İlk başta yalnızca merakla dışarı bakmayı düşündü, ancak alevlerin hızla yaklaşması karşısında paniğe kapıldı.
Alevlerin kapıyı çarparken, Yılmaz en nihayetinde dışarı çıkmaya karar verdi. Ancak durumu daha da kötüleştirdi. Alevlerin, yanındaki ağaçları kolayca yerle bir ettiğini ve nereden geldiğini anlayamadığı bir sıcaklığın, üzerine geldiğini hissetti. O an, hayatının en korkunç anlarını yaşadı. “Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim” diye anlatıyor o anları. O sıcaklık, sadece dışını değil, içini de yakmaya başladığı an, tüm vücudu korkunç bir yanma hissiyle sarsıldı.
Yılmaz, yaşadığı korkunç durumdaki hayatta kalma içgüdüsüyle ileri atıldı. Yangın bölgesinden kaçmayı başardı ama bıraktığı her şeyin yok olduğunu düşünerek zihninde bambaşka bir savaş veriyordu. Yangının ortaya çıkardığı dehşet, onun için yalnızca fiziksel bir yaralanma değil, aynı zamanda ruhsal bir travma haline geldi. Yangından sonra yaşadığı anları anlatırken gözleri doluyor; "Çok geçmeden kendimi güvende hissetsem bile o anı unutamayacağım" dedi. Yangın, sadece Yılmaz’ın yaşamında değil, etrafındaki komşularında da derin izler bıraktı.
Yılmaz, yaşadığı bu travmanın üstesinden gelmek için yardım arayışına girdi. Psikolojik destek alarak yaşadığı felaketi aştığını düşünse de, hafızasındaki kabusları asla unutamayacağını biliyor. Yangının sadece fiziksel bir zarar vermekle kalmadığını, aynı zamanda zihinsel sağlığı da tehdit ettiğini fark etti.
Olay yerinde yapılan ilk incelemelere göre, yangının çıkma nedeni olarak gösterilen dikkatsizlik sadece Yılmaz için değil, çevresindeki birçok aile için büyük bir yıkım yarattı. Yangının izleri hâlâ sokaklarda gözlemlenebiliyor. Yılmaz, yangının ardından komşularının birbirine kenetlendiğini, yardımlaşmanın ve dayanışmanın önemini bir kez daha anladığını söylüyor.
Sonuç olarak, Ahmed Yılmaz’ın yaşadığı trajedi ve onun gibi birçok kişinin hikayesi, yangınlara karşı alınacak önlemlerin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Yangın güvenliği bilincinin artırılması, özellikle yaz aylarında daha fazla dikkat gerektiriyor. Alevlerin ortasında kalmamak ve sevdiklerimizi korumak için yapmamız gereken her şey, sadece bir anlık dikkatsizliğe bağlı. Yangınlar, yalnızca fiziksel zararlar değil, aynı zamanda toplumsal bir yara oluşturur. Bu nedenle yangın güvenliği kurallarına harfiyen uymak hayat kurtarabilir.
Özgün hikayesiyle Yılmaz, hayatın kıymetini bilmenin önemini hatırlatıyor. Yaşadığı korkunç deneyimden sonra, insanları bilgilendirme ve yangın güvenliğine dikkat etme konusunda çaba göstermeye devam ediyor. Hiçbir insan, yaşamının bir parçası olan o anları yaşamak zorunda kalmamalı. Yangınların olduğu bir dünyada, hep birlikte güvenlik önlemlerini artırmalı ve geleceğimize sahip çıkmalıyız.