Ülkemizde obezite, giderek yaygınlaşan bir sağlık sorunu haline geliyor. Bu durum, birçok insanı sağlıklı bir yaşam sürme arayışına itiyor. 126 kilodan 86 kiloya düşen Gülşen Hanım, iki yıl içinde başarıyla verdiği 40 kiloyu ve bu süreçte yaşadığı zorlukları, deneyimlerini paylaştı. "Gören mide küçültme ameliyatı mı oldun?" diye soruyor, ancak Gülşen Hanım bu soruları yanıtlamakta tereddüt etmiyor. Çünkü o, azmi ve iradesiyle, sağlıklı yaşamı seçti ve bu dönüşüm onun hayatında tamamen yeni bir sayfa açtı.
Gülşen Hanım, kilo verme yolculuğuna başladığında kendisiyle bir sözleşme yaptı. Öncelikle, sağlıklı beslenme kurallarını öğrenmeye karar verdi. "Kendi tariflerimi yaratmaya başladım. Aileme sağlıklı yemekler pişirerek hem onlara hem de kendime katkı sağladım," diyor. Gülşen, düşünen yememek için yavaş bir süreçle başlayarak günde en az 10.000 adım atmayı hedefledi. Diyetisyenler eşliğinde takip ettiği bu süreçte, yavaş ama istikrarlı bir şekilde zayıflamaya başladı. Başlangıçta zorlanmış olsa da, zamanla motivasyonunun arttığını ve bu sürecin bir yaşam tarzı haline geldiğini belirtiyor.
Gülşen'in kilo vermesiyle birlikte çevresinden gelen tepkiler de değişti. İlk başta, ailesinin ve arkadaşlarının desteği onun en büyük motivasyon kaynağı oldu. Ancak, bazı insanlardan gelen olumsuz yorumlar ve "Mide küçültme ameliyatı mı oldun?" gibi sorular, Gülşen’in moralini zaman zaman bozmaya çalışsa da, o bireysel başarısına odaklanarak bu işleri göz ardı etmeyi öğrendi. "İnsanların yorumlarına takılacak kadar zamanım yoktu," diyor. Kendine olan güveni de bu süreçle birlikte yeniden kazandığını ifade ediyor.
Artık sadece fiziken değil, ruhen de dönüşüm geçiren Gülşen, sosyal hayatında daha aktif bir rol almaya başladı. Arkadaşlarıyla ve ailesiyle daha fazla vakit geçirmekten keyif alıyor. "Hayatımda önemli bir değişim yaşandığı için kendimi daha değerli hissediyorum," diyor. İki yıl içinde sadece kendisi için değil, çevresindeki insanlarla birlikte daha sağlıklı bir yaşam tarzı benimsedi.
Gülşen Hanım’ın hikayesi, azimle ve disiplinle nelerin mümkün olabileceğini gösteriyor. Kilo vermek, sadece bedenin değil, aynı zamanda ruhun da bir dönüşümü demektir. Bu yolculuk sırasında karşılaştığı zorluklar ve engeller, onun daha güçlü bir birey haline gelmesine katkı sağladı. "Zayıflamak sadece bir hedef değil, bir yaşam tarzı oldu," diyor.
Özetle, Gülşen Hanım’ın başarı hikayesi; sağlıklı yaşam için atılacak adımların ve azmin, kalıcı sonuçlar getirebileceğinin en güzel örneklerinden biri. Hedeflerine ulaşmak için çaba harcanmasının yanında, çevresel destek ve pozitif düşüncenin de büyük bir öneme sahip olduğunu herkesin anlaması gerektiğini vurguluyor. Kilo verme sürecinde duygusal durumun, ruh halinin ve sosyal çevrenin de büyük etkisi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Gülşen’in her yönüyle kendini geliştirdiği bu yolculuk; toplumsal bilinci artırmaya yönelik olan bir ilham kaynağı niteliğinde. Herkesin kendi dönüşüm yolculuğu ve motivasyon kaynakları farklıdır; ancak önemli olan, hedeflerimize ulaşmak için inancımızı kaybetmemek ve her zaman daha iyisi için çaba sarf etmektir.